Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur... Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
- Sıla Naz Aydın
- Jan 30, 2024
- 2 min read
İstanbul'un kalabalık sokaklarında kendi düşüncelerimin içinde kaybolduğum bir gün, sokaklardaki karmaşa beni düşüncelere daldırdı. Adımlarımı hızlandırırken, bir yandan da kendime küçük bir eleştiri yapmaktan kendimi alamadım. "Yürürken başımı dik tutmalıyım," diye düşündüm, "çünkü sürekli yere bakıyorum." Bu ufak eleştiriyle kafamı kaldırdım, ancak sadece 15 saniye sonra kaldırımın bozuk taşlarına takıldım ve düşmekten kurtulamadım.
"Bu aptal şehir ve aptal kaldırımlar!" diye söylendim. Bu basit cümle, aslında İstanbul'un en büyük problemlerinden birine dikkat çekiyordu. Şehrin kaldırımları hep yarım yamalak ve genellikle tek kişilik. Karşıdan biri geldiğinde, kimin yolun kenarından yürümesi gerektiği belirsiz. Bebek arabasıyla dolaşan ebeveynler ne yapmalı? Tekerlekli sandalye kullananlar için durum nasıl?

Tabii ki, İstanbul'un her kaldırımı böyle değil. Geniş, bankları ve çöp kutuları olan çok güzel kaldırımlı yerler de var. Ancak bu durumu göz önüne aldığımızda, kaldırımların bir kimlik meselesi olduğunu fark ediyoruz. Bize alan hakkında bilgi veren bir etiket gibi.
Kaldırımlar bize ne anlatmaya çalışıyor? Bize alanın gelişmişliğini anlatıyor. Alanın insanlara sunduğu kaldırımlar, gelişimin ilk adımıdır. Kaldırımlar ne kadar dar ve bakımsızsa, alan da o kadar düşünülmemiş ve geri planda kalmıştır. Aynı zamanda, planlamanın ne kadar doğru yapıldığını ilk anladığımız şey kaldırımlardır. Çünkü istenilen plan ortaya çıkmadığında, ilk göz ardı edilen her zaman insan olmuştur İstanbul planlanırken. Oysa ki İstanbul'da insandan bol şey de yoktur.

Kaldırımlar aynı zamanda fiyat belirtisi olmuştur. Gayrimenkul proje reklamlarında ilk gördüğümüz şeylerden biri, kaldırımda mutlu mutlu yürüyen köpeğini gezdiren bir kadındır. Basacak yerin olması için çok paran olmalı. İstanbul'da kaldırımı hak etmen gerekiyor. Öyle mahalle arasında top oynayan çocuklar da biraz daha dikkatli olacaklar ne yapalım?
Kaldırımlar yavaş yavaş artıyor, bunun farkındayım. Ancak popülasyon bu kadar artarken, kaldırımların artış hızı asla yeterli gelmiyor. Bir gün, hepimizin geçeceği ve birden fazla kişinin sığabileceği kaldırımlarımız olacak. İşte o zaman bisiklet yolları hakkında bir yazı yazacağım. Umarım o zaman herkes, İstanbul'un kaldırımlarının değerini daha iyi anlar ve bu değerli alanları paylaşmanın önemini kavrar.
Comentarios